İmam Gazali Kimdir?

Orta çağ Müslüman ve Hristiyan filozoflarının büyük ölçüde etkilendiği İmam Gazali’nin Hayatı...

İmam Gazali Kimdir?
21 Eyl 2018 11:30:37

Gazzali 1058 yılında Horasan'ın Tus şehrinde doğdu. İlk öğrenimini Ahmed bin Muhammed er-Razikani’den almıştır. Buradaki eğitiminin ardından Cürcan şehrine giderek Ebu Nasr el-İsmaili'den dersler almıştır. Daha sonra 28 yaşına kadar Nişabur Nizamiye Medresesi’nde öğrenim görmüştür. Bu dönemde itikadi düşünce olarak Ebü'l Hasan Eş'ari’den, ameli görüş olarak ise Şafii'den etkilenmiştir.

Hocası İmam-ı Harameyn lakaplı Abdülmelik el-Cüveyni 1085 yılında ölünce Nişabur’dan Büyük Selçuklu Devleti’nin veziri Nizamülmülk’ün yanına gitti. Bir toplantıda verdiği cevaplarla diğer bilginlerden üstünlüğünü kanıtlayarak 1091 yılında Bağdat’taki Nizamiye Medresesi'nin Baş Müderrisliği’ne tayin edildi.

Burada kısa sürede büyük bir saygınlık kazanan Gazzali Sufizm'e yönelerek bu alanda yoğunlaştı. Bu ilgi ve hac arzusuyla medresedeki görevini bırakarak 1095 yılında Bağdat'tan ayrıldı ve Şam'a, Şam'da iki yıl kaldıktan sonra 1097 yılında Hac'a gitti.

Hac sonrası Şam'a döndü ve buradan Tus'a geçti. Şam ve Tus'ta bulunduğu sürede uzlet (toplum yaşamından kaçarak tek başına yaşama) yaşamı sürdü ve tasavvuf alanında ilerledi.

1106 yılında Nizamülmülk’ün oğlu Fahrülmülk'ün ricası üzerine Nişabur Nizamiye Medresesinde tekrar eğitim vermeye başladı. Kısa süre sonra Tus'a dönerek yaptırdığı Tekke'de müritleriyle birlikte Sufi yaşamı sürdü. Gazzali 1111 yılında doğum yeri olan İran'ın Tus şehrinde vefat etti.

Etkileri Gazzali'nin öğrenme merakı onun çok sayıda dini ve fikri akımları araştırmasına neden oldu. Yaşadığı dönemde hakikati bulmak isteyen insanların dört kısıma ayrıldığını ve her birinin hakikati kendi yolunda aradığını gördü. Bunlar; felsefeciler, kelâmcılar, sûfiler, bâtınîlerdi. Hepsinin görüşlerini inceleyerek; kelâm, felsefe ve Bâtınîlik yolunu kitaplarında ayrıntılarıyla anlattı ve sufilerin yolu olan tasavvufa yönelerek hakikati bu yolda aradı.

Gazzali'ye göre o dönemde İslamiyet'in birliğine kötü anlamda doğrudan etki edecek fikirler hızla yayılıyor, bir taraftan Yunan felsefesi ile İslam inancını yeniden yazmaya çalışan filozoflar, diğer yandan Kuran'ın apaçık ayetlerini karanlık ve gizemli tefsirlere konu yapan Batıniler, İslam dinine ve Ehl-i sünnet itikadının bütünlüğüne büyük zarar veriyordu.

Batınilik, Gazzali’nin döneminde ortaya çıkmış ve Büyük Selçuklu veziri Nizamülmülk bu görüşün üyeleri tarafından öldürülmüştür. Gazzali bu dönemde Ehl-i Sünnet dışı grupların görüşlerine karşı reddiyeler yazarak mücadele etmiş, Mu'tezile ve Batınilik'e karşı altı tane eser yazmıştır.

Felsefeye karşı verdiği mücadele ile İslam dünyasında felsefi düşüncenin gelişmesini önlediği düşünülmektedir. Yunan felsefesine karşı yazdığı reddiyeler sonucunda İbn-i Rüşd, İbn-i Tufeyl ve İbn-i Bacce gibi düşünürler felsefeyi ona karşı savunma ihtiyacı duydular. Gazzali felsefecilerle tartışmış, sert eleştirilerini reddiyeler şeklinde yazarak Aristoteles, İbni Sina ve Farabi’nin üzerine yöneltmiştir.

Gazzali'nin felsefeye yönelik olumsuz tutumuna karşın mantığın birçok yanını İslam din bilimlerine sokmada önemli katkısı olmuştur. Gazzali İslam inanç felsefesi olan Kelam'ın daha çok akaid kısmına önem vermiş ve akıl yerine sezgiyi ön planda tutmuştur. Mantık ve münazara ilkelerini kullanmıştır. Bunun yanında tasavvufa yönelerek akılın yerine mükaşefeyi koymuştur. Sûfizm ve Şeriat alanında büyük rol oynamış, Sufizm kavramını şeriat yasaları ile birleştirmiş, eserlerinde tasavvufu ilk olarak teorik anlamda açıklamıştır. Çalışmalarında Ehl-i Sünnet görüşünü benimsediği ve diğer görüşlere karşıt olduğu da söylenebilir.

Gazzali Ortaçağ Müslüman ve Hristiyan filozoflarını büyük ölçüde etkilemiş, çalışmaları İslam dünyasında Avrupalı bilginlerin dikkatini çeken ilk şey olmuştur. Aziz Thomas Aquinas bunlardan biridir. Gazzali'nin etkisi Aquinas’ın Hristiyan teolojisi ile ilgili çalışmalarıyla karşılaştırılsa da ikisi arasında metot ve inanç bakımından bazı büyük farklılıklar vardır. Gazzali Müslüman inancına sahip olmayan düşünürleri ve onların fikirlerini reddeder. Aquinas ise Yunan-Latin etkilerini çalışmalarında göstermiş ve bütün herkesi kucaklamıştır.

Gazzali’nin kitapları birçok Batı diline çevrilmiştir. Eyyühe'l Veled adlı kitabı UNESCO tarafından 1951 yılında Fransızca'ya, İngilizce'ye ve İspanyolca'ya tercüme edilmiştir.

Dünyanın yuvarlak olduğunu açıkladı 

Gazali, Avrupalı filozofların, dünyanın tepsi gibi düz olduğunu iddia ettikleri dönemde ilim ve felsefelerinin yanlış olduğunu ispat ederek, dünyanın yuvarlak olduğunu açıkladı.

Karaciğerde kanın zehir ve mikroplardan temizlenip tazelendiğini, safra ve lenfle zararlı madde eriyiklerinin kandan ayrıldığını ve böylece dalağın, böbreklerin ve safra kesesinin rollerini, kanın madde miktarlarındaki oranın değişmesi sonucunda vücut sıhhatinin bozulacağı gibi tıp alanında birçok konuyu da delilleriyle ortaya koydu.

İslam alimi Gazali ayrıca, diğer fen ilimlerinde de fikir ve bilgileri izah ederek kitaplarında yer verdi.

Gazzali ve tasavvuf

Gazzali'nin doğduğu ve büyüdüğü yer olan Tus, o dönemde büyük bir tasavvuf merkezi olarak görülüyordu.

Gazzali'nin öğrencilik hayatında tasavvuf geri planda kaldı. Geçirmiş olduğu ruhsal bunalım sonrasında tasavvufa yöneldi. Hocası Ebu Ali Farmedi'den dersler alarak, tasavvuf konusunda icazet aldı. Gazzalî’ye göre tasavvuf, insanın manevi hastalıklarından kurtulmasında en önemli etkendir. Kimya-i Saadet adlı eserinde şöyle der;

''Beden kalbin ülkesidir. Bu ülkede kalbin birçok askeri vardır. Kalb ahiret için yaratılmıştır. Allah’ı tanımak ise onun yarattıklarını bilmekten geçer. İnsanın bâtınında olan sıfatların genel hayvanlara, bazısı yırtıcı hayvanlara, bazısı şeytanlara ve meleklere ait olan sıfatlardır. İnsan bunların hangisinden olduğunun farkına varmalıdır. Çünkü insan bunları bilmezse doğru yolu bulamaz. Bu saydığımız sıfatların her birinin gıdası farklıdır. Hayvanın gıdası yemek, uyumak ve çiftleşmektir. Yırtıcı hayvanların gıdası mutluluğu da parçalamak, saldırmak ve öldürmektir. Şeytanların gıdası ise aldatmak, hile ve kötülük yapmaktır. Meleklerin gıdası ise Allah’ın cemalini müşahade etmektir. Hırs, hayvan ve yırtıcı hayvan sıfatları melekliğe çıkan yol değildir. Eğer sen aslında melek cevheri isen Allah’ı tanımaya uğraş ve kendini o cemali müşahade edecek hale getir. Kendini öfke ve şehvetin elinden kurtar ve bu hayvan sıfatlarının sende niçin yaratıldığını anlamaya çalış.''

Eserleri


Gazzali'nin, risale ve reddiyeleri ile birlikte 500'e yakın kitap yazdığı hakkında bilgiler vardır. Mısırlı bilim adamı Abdurrahman Bedevi yapmış olduğu araştırmalara göre, Gazzali'nin 457 adet kitap yazdığını belirtir. Ancak günümüze sadece 75 eser ulaşabilmiştir.

- İhya-u Ulumi'd-din - Gazzali'nin en çok bilinen ve en büyük eseridir. Bu kitapta fıkıh ve tasavvuf konuları ele alınmıştır. Dört kısımdan oluşur. Kitap yazılışından bu yana İslam dünyasında en çok okunan kitaplar arasındadır.

- El münkız mine'd Dalal - Bu kitabında, hakikate nasıl eriştiğini anlatmakta ve bazı fırkaları inceleyerek tenkit etmektedir.

- Makaasidü'l Felasife - Felsefeyi tenkit etmeden önceki incelemesidir.

- El Mustafa - Usul-i fıkıha ait konular içerir, 4 bölümden oluşmaktadır.

- Tehafütü'l Felasife - Aristo felsefesine tenkit amacıyla yazılmıştır.

- El İktisad fi'l İtikad - Kitap, itikad konuları içerir.

- Kimya-i Saadet - iman ve ahlaka ait konuları içerir. İhyau Ulumi’d Din kitabının kısa bir Farsça'ya çevrisi niteliğini taşır.

- El Kıstasü'l Müstakim ve Fedâih-ul-Bâtınîyye - Batıniler'e reddiye ve tenkit olarak yazılmıştır.

- Bidayetü'l Hidaye - Din ve ahlak bilgilerini öğreten bir kitaptır. Birinci kısmında zahiri ibadet ve ahlaktan ikinci kısmında kalbin itaat ve isyanı konusunu ele alır. Daha sonra göz, kulak, dil, cinsiyet uzuvları, eller ve ayakların güzel kullanılmasından söz eder. Son bölümünde kalbin iki yüzlülük ve ve kibir gibi kötülüklerden temizlenmesi konularını anlatır.


Gazali'nin sözleri


- Okumak üç türlüdür: dilin okuması kıraat, aklın okuması tefekkür, kalbin okuması hayattır.

- Layık olmadan devletin makamlarına atananlar, astlarını ısırır, üstlerine kuyruk sallarlar.

- Belaya şükretmek lazımdır. Çünkü küfür ve günahlardan başka bela yoktur ki, içinde senin bilmediğin bir iyilik olmasın! Allah, senin iyiliğini senden iyi bilir.

- Sabır insana mahsustur. Hayvanlarda sabır yoktur. Meleklerin ise sabra ihtiyacı yoktur.

- Allahü Teala'nın verdiği nimeti, onun sevdiği yerde harcamak şükür; sevmediği yerde kullanmak ise küfran-ı nımettir (nimeti inkâr etmektir).

- Ölüm Allah'ın sevgili kullarına, bir bardak tatlı soğuk suyu içmek kadar kolay gelir.

- İlmi ile amel etmeyen alim; başkalarını giydirdiği halde kendisi çıplak olan iğne gibidir.

- Bir sözü söyleyeceğin zaman düşün! Eğer o sözü söylemediğin zaman mesul



0 Yorum

Yorum Yaz