Müebbetlik mahpusun tahliye tarihine ‘ölene kadar’ yazıldı

Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan mahpusa gönderilen müddetnamede tahliye tarihine “ölene kadar” yazılırken, koşullu salıverilme hakkı da yok sayıldı.

Müebbetlik mahpusun tahliye tarihine ‘ölene kadar’ yazıldı
13 Mar 2022 10:38:47

Kırıkkale Cezaevi’nden Sincan 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne sevk edilen mahpus İsmet Karak’a Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gönderilen müddetnamede tahliye tarihine “ölene kadar” yazılarak, koşullu salıverilme tarihi belirtilmedi.

Karak, daha önce kaldığı cezaevlerinde kendisine gönderilen müddetnamelerde böyle bir ibarenin yer almadığını belirterek itirazda bulundu. Karak’ın itirazını değerlendiren Ankara 1’inci İnfaz Hakimliği, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “müddetnameye itirazın reddine karar verilmesi” yönündeki mütalaasını kabul ederek itirazı reddetti.

SALIVERİLME HAKKINI İNKAR ETTİ

Savcılık mütalaasında, Karak’ın “devlete karşı suçlar” kapsamında ceza aldığı belirtilerek, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldığı için koşullu salıverilme hakkından yararlanamayacağı savunuldu. Savcılığın ret istemi olarak sunduğu gerekçelerinin aksine Karak’a 2015 yılında gönderilen başka bir müddetnamede koşullu salıverilme tarihi 31 Temmuz 2052 olarak yazıldı.

‘UMUT’ İLKESİNE AYKIRI

İnfaz Hakimliği’nin kararı üzerine Ankara 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvuran Karak, dilekçesinde, daha önce kaldığı cezaevlerinde kendisine gönderilen müddetnamelerde kanuna uygun olarak hak ederek tahliye ve koşullu salıverilme tarihlerinin yazıldığını belirterek, ilgili müddetnameleri sundu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gönderilen müddetnamede “ölene kadar” yazılmasının umut ilkesine aykırı olduğu gibi işkence ve kötü muamele kapsamında olduğunu vurgulayan Karak, müddetnamenin iptalini ve yeniden düzenlenmesini talep etti.

Mahkemeden henüz bir dönüş alamayan Karak, ayrıca İnsan Hakları Derneği’ne (İHD) de başvuruda bulundu. İHD Ankara Şubesi Hapishaneler Komisyonu üyesi Mahir Uslu, hukuk örgütleriyle birlikte durumu Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) ve gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıyacaklarını söyledi.



0 Yorum

Yorum Yaz