İşte KPSS'de Şüpheli Sayısı

Devlet kurumlarına sızmak amacıyla çalınan 2010 KPSS soruları ile ilgili soruşturmada bilirkişi incelemesi, şüpheli sayısının 2 bin 893 olduğunu ortaya çıkardı. Eğitim Bilimleri alanında 100 ve üzeri net yapan adayların puanlarını inceleyen bilirkişi heyeti, 3 bin 227 kişiden 2 bin 893'ünün şüpheli olabileceğini rapor etti. Savcı Yücel Erkman'ın yürüttüğü soruşturma 2 bin 893 şüpheli üzerinden ilerleyecek.

SONUÇLAR TESADÜFİ DEĞİL

2010 yılında tekrar edilen Eğitim Bilimleri sınavına giren 2 bin 52 kişinin ilk sınavla ikinci sınav arasındaki puan farkı ise soruların sınavdan önce ele geçirildiğinin ispatı niteliğinde. Bilirkişiler raporda, “Yapılan istatistiksel analiz sonuçları ile 10 Temmuz 2010'da yapılan Genel Yetenek, Genel Kültür ve Eğitim Bilimleri testlerindeki yüksek düzeyde olan başarılarının istatistiksel olarak tesadüfi olamayacağına yönelik komisyonumuzda kuvvetli bir kanaat oluşmuştur” ifadelerini kullandı.

TEKRARLANAN SINAVA GİRMEDİLER

Ölçme ve değerlendirme uzmanları tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda önemli ayrıntılar dikkat çekiyor. 2008 ile 2012 yılları arasında yapılan KPSS'leri ele alan bilirkişi heyeti, 2010 KPSS'sinin Eğitim Bilimleri alanında 100 ve üzeri net yapan 3 bin 227 kişinin 3 alanda da yaptığı netleri, diğer yıllarda girmiş oldukları KPSS netleriyle karşılaştırdı. Söz konusu 3 bin 227 kişiden 2 bin 52'sinin tekrarlanan sınava girdiği, bin 175'inin de sınava katılmadığı tespit edildi.

ÇAN EĞRİSİNE TAKLA ATTIRDILAR

Bilirkişi heyetinde yer alan uzmanlar, 2 bin 52 kişinin ilk sınavdaki ve ikinci sınavdaki netlerini karşılaştırarak inceleme yaptı. Bilirkişi, tüm sınavlarda “puan düştükçe kişi sayısı artar” kuralına göre oluşan çan eğrisinin 2010 sınavında tersine döndüğünü, yüksek puan alanların düşük puan alanlardan fazla olduğunu tespit etti. Bu durum, soru hırsızlığının bilimsel kanıtı olarak değerlendirildi.

PUAN FARKLARI KOPYANIN İSPATI

Hazırlanan raporda, 2 bin 52 kişinin iki sınav arasındaki puan farkının detaylarına da yer verildi. Buna göre, ilk sınav ile ikinci sınav arasında 85 puana varan daha düşük puanlar alındığı, Eğitim Bilimleri sınavında 120 soruda ful çeken dâhilerin(!) ise ikinci sınavda 62 puana varan seviyede düşük sonuç aldığı tespit edildi. Tekrarlanan Eğitim Bilimleri sınavının ilkine göre nispeten daha kolay olduğuna vurgu yapan bilirkişi uzmanları, “Buna rağmen ilk sınavda 100 ve daha çok net yapan adayların önemli bir kısmının tekrarlanan KPSS'de puanlarını düşürmesi beklendik bir durum değildir” ifadelerini kullandı.

2010 dâhiler yılı

Bilirkişi heyeti, 2010 Temmuz ayında yapılan Eğitim Bilimleri sınavı ile tekrar edilen sınav da dahil olmak üzere 2008, 2009, 2011 ve 2012 yıllarındaki Eğitim Bilimleri sınavlarının karşılaştırmasını yaptı. Söz konusu yıllarda Eğitim Bilimleri alanında 120 sorunun tamamına doğru yanıt veren adayın çıkmadığı, adeta dahi yılı olarak akıllarda kalan 2010'daki Eğitim Bilimleri sınavında ise 350 kişinin ful çektiği görüldü. Uzmanlar ayrıca, KPSS Eğitim Bilimleri testinden 100 ve üzeri net yapan 3 bin 227 kişinin diğer yıllardaki (2008-2012) başarı puanlarını da inceledi. Söz konusu 3 bin 227 kişinin 2010'daki başarı ortalaması 115.2 olarak belirlenirken, 2008'de 59.48, 2009'da da 85.38 olduğu ortaya çıktı. 2010 yılında tekrar edilen sınava giren 2 bin 52 kişinin başarı ortalamasınınsa 82.26 olduğu tespit edildi. 2 sınav arasındaki ortalama farkının bariz şekilde yüksek olması, soruların sınavdan önce elde edildiği şüphesini güçlendiriyor.

Tek tek belirlendi

Bilirkişilerin hazırladığı raporda 2 bin 893 kişi olarak tespit edilen şüpheli grubu şu şekilde belirlendi:

* Eğitim Bilimleri ile tekrar edilen Eğitim Bilimleri sınavı arasındaki puan farkının beklenenden fazla olan adaylar (1032)

* Genel yetenek ve Genel Kültür sınavlarına 2009 ve 2010 yıllarında giren ve her iki test için iki uygulamada da beklenenden fazla puanını artıran adaylar (551)

* 2010 yılındaki KPSS'de her üç alanda da yüksek puan aldığı halde tekrarlanan Eğitim Bilimleri sınavına ve başka yıllardaki KPSS'ye girmeyen adaylar (135)

* İlk sınavda Eğitim Bilimleri alanından 100 ve üzeri net yaptığı halde tekrar edilen sınava girmeyen adaylar (1175)

Gülen'in dosyası paralelle birleşti

2010'daki KPSS'de usulsüzlük yapıldığı iddialarına ilişkin soruşturmada, 1 numaralı şüpheli olduğu belirtilen Fetullah Gülen hakkındaki dosya, “Devlette Paralel Yapı” iddialarına ilişkin soruşturma dosyasıyla birleştirildi. KPSS'de usulsüzlük iddialarını soruşturan Cumhuriyet Savcısı Yücel Erkman, Gülen dosyasını ayırma kararı verdi. Erkman, ayırdığı dosyayı, “Devlette Paralel Yapı” iddialarıyla ilgili ana soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Serdar Coşkun'a gönderdi.

'ANA ÖRGÜT' VURGUSU

Savcı Coşkun, gelen dosyayı, “Devlette Paralel Yapı” dosyasıyla birleştirdi. Ayırma kararında, 23 Mart 2015'teki adli soruşturma ve yakalama kararları uyarınca 32 şüphelinin tutuklandığı, 30 şüpheli hakkında adli kontrol kararı verildiği hatırlatıldı. Kararda, “Fezlekede 1. sırada gösterilen Fetullah Gülen ile ilgili değerlendirmeler ve delillere göre, tarafınızca yapılmakta olan 'ana örgüt' soruşturması kapsamında, iki dosya arasında fiili ve kişisel bağlandı olduğu değerlendirilmiştir” denildi.

Şikayet yağıyor

Sivas ve Konya'nın ardından Samsun'da da bir grup KPSS mağduru, soruşturmaya müdahil olmak için savcılığa başvurdu. Soruların çalındığının belirlenmesi üzerine iptal edilen 2010 yılı Kamu Personel Seçme Sınavı'ndaki (KPSS) usulsüzlükler nedeniyle başlatılan soruşturmaya mağdur sıfatıyla müdahil olmak isteyen 7 teknik personel, dilekçelerini Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmek üzere Samsun Cumhuriyet Başsavcılığına verdi.

ADALETE GÜVENİYORUZ

Dilekçelerini vermek üzere Samsun Adalet Sarayı'na gelen 7 kişi adına basın açıklaması yapan inşaat mühendisi Ali Sarıalioğlu, teknik personel olarak 7 kişi başvurduklarını çok sayıda öğretmenin de başvuru için bir araya geldiğini söyledi. “Arkadaşlarımız dershanelere gittiler, ailelerine vakit ayıramadılar. Üniversitelerinde derslerinden taviz verdiler” diyen Sarıalioğlu, ancak soru hırsızlığı yapanların ilk sıraları kapması nedeniyle istedikleri yere atanamadıklarını, atananların da A kadroya giremediğini belirtti. Sarıalioğlu, “Türk adaletine güveniyoruz, sonuna kadar da takipçisi olacağız” dedi.