Hayat Ağacı Olarak Bilinen Hindistan Cevizi Ağacı

Hayat Ağacı Olarak Bilinen Hindistan Cevizi Ağacı
06 Oca 2020 21:55:21

furkanvakfi.org sitesinde yer alan, "Çamur Yiyip Süt Veren Ağaç: Hindistan Cevizi" başlıklı yazıyı istifadenize sunuyoruz;


Tropikal iklime sahip, bol güneşli, nem nispeti yüksek (% 70-80) bölgelerde ve kumlu topraklarda yaygın olarak yetiştirilen Hindistan cevizi ağacı, tuzlu topraklarda da yetişebilen nadir ağaçlardandır. İngilizcede “Coconut palm” olarak isimlendirilen Hindistan cevizi ağacının ticarî türlerinin boyları 27-30 metreye ulaşabilmektedir. Ağacın telek tüyü şeklindeki yapraklarının uzunluğu, 60-90 cm civarındadır. Bazı araştırmacılara göre Hindistan cevizinin anavatanının Güneydoğu Asya olduğu iddia edilmesine rağmen, bazılarına göre de Amerika’nın kuzeybatısıdır. Hindistan cevizi, Arecaceae familyasının Cocos nucifera L., türüne giren bitkinin meyvelerine verilen isimdir.

Hindistan cevizi ağaçları 5-6 yıllık olunca meyve vermeye başlar. Ortalama 12-13 yılda en verimli hâle gelir. Meyveler 12 ayda olgunlaşır. Olgun meyvenin ortalama ağırlığı 2-3 kg civarındadır. Bir ağaçtan yılda ortalama 60-100 meyve elde edilir. Kullanma maksadına göre meyveler farklı zamanlarda hasat edilir. Eğer Hindistan cevizi suyu elde edilecekse, meyveler daha altı aylıkken toplanır; yağ üretimi yapılacaksa, 10-12 aylık olduklarında hasat edilir.

Hindistan cevizine Sanskritçede hayat için her şeyi sağlayan mânâsına ‘kalpawriksha’; Filipinlerde hayat ağacı mânâsına gelen ‘Life of tree’ denmektedir. Hindistan cevizinin meyvesi gıda olarak değerlendirilirken, diğer kısımları sepet, hasır, çeşitli müzik âletleri, konteynır, kano yapımında ve yakıt olarak kullanılır. Meyvelerin hasadı bellerine ip bağlayıp ağaca tırmanan kişiler tarafından elle yapılır. Yağ için tam olgunlaşmış meyveler, uçlarına bıçaklar bağlanmış bambu sırıklarla da toplanır. Sırıkla yapılan toplamada bir kişi günde 250 meyve toplarken, tırmanarak yapılan toplamada ancak 25 tane toplayabilmektedir. Tayland ve Malezya gibi bazı ülkelerde eğitilmiş maymunlarla da Hindistan cevizi toplanabilmektedir. Tam olgunlaşmış meyvelerin dış kısımları kahverengidir, bunlar zamanında hasat edilmezse kendiliğinden yere düşer. Bu meyveler denize düştüklerinde dalgalarla uzun okyanus yolculukları yapacak dayanıklılıkta, bu yolla ıssız adalara ulaşıp oralarda da yetişecek kabiliyette yaratılmıştır.

Hindistan cevizinin meyvesi üç ana kısımdan müteşekkildir;

Mezocarp; meyvenin liflerden müteşekkil kabuk kısmıdır. Bunun içindeki sert kısma endocarp denir. Bu kısma meyvenin çimlenmesine vesile olan üç göz yerleştirilmiştir. Kabuk soyulduğunda bu gözler kolayca görünür. Meyve henüz yeşilken suyu çıkarılmak istenirse, bu gözlerden ikisi delinir; birinden içeriye hava girerken, diğerinden de içindeki su kolayca akar. Issız bir adada susuz kalanların imdadına yetiştirilen hayat suyunun kolayca akabilmesi için Rahmeti Sonsuz böyle kolay açılacak delikler hazırlamıştır.

Endosperm; endocarpın iç duvarına bitişik beyaz etli kısımdır. Bu kısmın içi Hindistan cevizi suyu veya sütü diye bilinen sıvı ile doludur. Bu beyaz etli kısımla süt, Hindistan cevizi meyvesinin gıda olarak değerlendirilen önemli kısmıdır.

Hindistan cevizi suyu; temel bazı gıda maddelerini ihtiva ettiğinden birçok ülkede popüler bir içecektir. Bazı üretici ülkelerde, tam olgunlaşmamış meyvelerin suyu çıkarılır, şişelenir ve içecek olarak marketlerde satılır. Yetiştirici ülkelerde Hindistan cevizi suyu, taze içecek olarak tüketilir. Bağırsak enfeksiyonlarında, ishal ve kusma ile kaybolan suya karşı Hindistan cevizi suyu tavsiye edilir. Ayrıca bu suyun idrar yollarında antiseptik tesir yaptığı da ifade edilmektedir. Kalori değeri tahmin edildiğinden çok düşük olduğundan, kilo problemi olanlar için de bu su iyi bir içecektir. Hindistan cevizi suyunun 100 gramı 17,4 kalori verir.

Hindistan cevizinin tazesi ile olgunlaşmış olanlarının kimyevî kompozisyonlarında farklılıklar vardır. Suyu için toplanan ve yeşil olan (6 aylık) meyvelerde % 95,5 su, % 4,5 kuru madde bulunur. Kuru maddede protein, yağ, mineral ve karbonhidratlar vardır. Kuru maddenin protein ve yağ nispeti % 0,1 civarında iken; % 4’lük kısmı da karbonhidratlardan müteşekkildir. Meyve teşekkülünden 1-1,5 ay sonra meyvenin endosperm kısmında su toplanmaya başlar. Altı ay sonra su miktarı yaklaşık 500 ml (yarım litre) ile en yüksek seviyeye ulaşır. İri meyvelerde su miktarı 900 ml’ye kadar çıkmaktadır. Azami iriliğine ulaştığında meyvenin ağırlığının % 25’i sudur. Bu dönemde elde edilen su, tatlı ve gıda bakımından daha zengindir. Bu terkip yoğunluk bakımından vücut sıvıları ile uyumlu (izotonik) bir içecektir. Susuz kalmış bir insan için saf veya tuzlu sular tehlikeli olduğu hâlde, vücut için ideal yoğunlukta olan izotonik bir sıvının böyle bir mevye içine depolanması Rezzak-ı Kerîm’in insanlara hikmetli bir hediyesidir.

Meyvenin suyu tabiî hâlde iken sterildir. Özel bir kutu içerisinde steril hâlde birçok besin elementini ihtiva eden Hindistan cevizi meyvesini, içi süt dolu konservelere benzeten S.N., Hindistan cevizi ağacı için; “Bak, başında çok süt konserveleri taşıyan Hindistan cevizi ve incir gibi meyvedar ağaçlar, rahmet hazinesinden lisân-ı hâl ile süt gibi en güzel bir gıdayı ister, alır ve meyvelerine yedirir, kendi bir çamur yer. Kendisi çamurlu ve bulanık bir suya kanaat eder.” diyerek, çamurlu su içinden, süt gibi steril bir gıdanın hususi olarak yaratıldığı hakikatine dikkatleri çekiyor.

Hindistan cevizi suyunun asitlik derecesi (pH = 6,2) sütün pH’sına (6,4) yakındır. Bu hususiyetlerinden dolayı 2. Dünya Savaşı sırasında acil durumlarda steril glikoz çözeltisi yerine, izotonik vasfından dolayı hastaların damarlarına doğrudan Hindistan cevizi suyu verilmiştir. Meyvelerin şeker miktarının en yüksek olduğu dönem, taze oldukları zamandır (% 5), olgunlaşma süresi arttıkça şeker miktarında düşme olur. Taze meyvelerde şekerlerin % 75’inden fazlasını glikoz ve fruktoz meydana getirir. Sakkaroz miktarı bu safhada % 1-1,5 arasındadır. Altı aydan sonra olgunluk arttıkça glikoz ve fruktoz miktarları azalırken, sakkaroz miktarlarında artma olur.

Hindistan cevizi suyunda en çok bulunan mineral, potasyumdur. Demir, bakır, çinko, kalsiyum ve diğer mineraller ise daha az miktarlarda bulunur. Olgun meyvelerin suyu, tat bakımından taze meyvelere nazaran hoş olmadığı için, daha az tüketilir. Bu yüzden olgun meyvelerin suyuna şeker ve sitrik asit gibi maddeler katılarak tüketilmektedir. Meyvenin olgunlaşması arttıkça (10’uncu aydan itibaren) endosperm kısmındaki su jelleşmeye başlar ve 12. ayda ise katı bir şekle dönüşür (krema). Su miktarı da azalır. Bu dönemden sonra hasat edilen meyveler yağ üretimi için kullanılır.

Sonuçlar, hindistan cevizi suyu potasyum açısından zengin (potasyum)% 17 olduğunu gösterdi. mineral açısından zengin, hindistan cevizi sütü yanı sıra 2,6 ve% protein 1,7 arasında şeker 0,07-0,55 kadar% içerir. Diğer mineraller sodyum gibi (Na), kalsiyum (Ca), magnezyum (Mg), ferum (Fe), cuprum (Cu), fosfor (P) ve sülfür (S). mineraller açısından zengin yanında, hindistan cevizi suyu da sitrik asit, nikotinik asit, pantotenal asit, folik asit, niasin, riboflavin gibi çeşitli vitaminler içerir ve tiamin.

Araştırma Ulusal Enstitüsü Moleküler Biyoloji ve Biyoteknoloji (Biyoteknoloji) of UP Los Baños sonra bir ürün cocogro takviyeleri denilen mahluk hormon elde edilebilir ki hindistan cevizi suyu saptandı. Penlitian Sonuçlar bu hormonların hindistan cevizi su ürünleri kadar% 64 verim kadar sebze% 15 fıstık ve en fazla% 20-30 soya artış göstermiştir. potasyum element içeriği oldukça yüksektir grubu, hindistan cevizi suyu ile mantar büyümesini de teşvik edebilirsiniz.

Etiketler:   hindistan cevizi


0 Yorum

Yorum Yaz