ATV zulmü göz ardı etti! Çin devlet radyosuyla söyleşi yaptı!

Çin’in resmi yayın organı Çin Devlet Radyosu CRI, Türkiye'de de yayın yapmaya başladı. ATV ise ta Çin’e muhabir göndererek bu ihanete ortak oluyor!

ATV zulmü göz ardı etti! Çin devlet radyosuyla söyleşi yaptı!
20 Oca 2019 12:34:58

Doğu Türkistan’da yıllardır uyguladığı zulmün şiddetini arttıran Komünist Çin yönetimi, İslam dünyasından gelen cılız seslerden de güç alarak daha da azgınlaştı. Müslümanlara toplama kamplarında işkence edip, katleden Çin, Doğu Türkistan’da sindirme ve soykırım politikasına devam ederken tüm dünyada da propaganda faaliyetleri yürütüyor.

Türkiye'de yayına başladı

Yeni Akit’in yer verdiği habere göre, zalim Çin yönetimi işlediği insanlık suçlarının üstünü kapatmak için Türkiye'de harekete geçti. Çin Devlet Radyosu CRI, Türkiye'de "CRI Türk" adıyla 'Türkçe' olarak yayın yapmaya başladı.

Doğu Türkistan’daki zulmün üzerini kapatma çalışıyorlar!

Yıllardır Doğu Türkistanlı Müslümanlara yapmadık zulüm bırakmayan komünist Çin yönetimi, işledikleri insanlık suçunun üzerini örtmek için Çin Komünist Partisi'nin resmi yayın organı olan Çin Devlet Radyosu CRI aracılığıyla Türkiye’de propaganda alanı bulmuş oldu. Çin Komünist Partisi, ülkedeki kemalist ve solcuların da desteğini alarak resmi devlet radyosu aracılığıyla yaşanan zulümleri örtbas ederek Çin’in imajını düzeltmeye çalışıyor.

Kadrosunun geneli kemalist ve sol görüşlü kişilerden oluşan CRI Türk radyosu, programlarda trollüğüyle tanınmış ve Pelikan çetesinin emri doğrultusunda bir zamanlar tv ekranlarında hükümet namına mahalleye ayar verme küstahlığıyla ün salmış Cem Küçük gibi şahıslara da yer veriyor.

İtibar suikastçısı troller sol ve kemalistlerle kol kola Doğu Türkistan gerçeğini CRI radyosundan çarpıtırken, ATV gibi mahfiller de muhabirlerini bizatihi Çin’e göndererek aynı propagandayı yapıyorlar!

Çin’in, Uygur müslümanlara yönelik yaptığı zulmü meşrulaştırma çabasına Türkiye’den ATV de alet oldu. Çin Medya Grubu tarafından düzenlenen “7. İpek Yolu'nda Çin" etkinliğine 6 ayrı ülkeden gazeteciler de davet edildi. Yeni Çağ gazetesinin CRI Türk’e dayandırdığı haberde, Çinli yetkililer, ana hedefi Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur müslümanları asimile etmek olan Kaşgar Mesleki Eğitim Merkezi’ni misafir basın mensuplarına tanıttı. Merkezin, asimilasyon çalışmalarından çok kültürel etkinlikleri ön plana çıkarılırken, etkinlikte yer alan ATV muhabiri Erdal Kuruçay’ın aktardıkları ise kara propagandanın geldiği noktayı göstermesi açısından ibret verici.

Ziyareti sırasında önyargılarının yıkıldığını ifade eden Kuruçay, bunca zamandır Uygurlar hakkında çıkan haberleri Batı medyasını okuyup, bu okuduklarına göre hareket ettiğini ifade ediyor. Yani bu aralar Türkiye’de tedavülde olduğu şekilde Doğu Türkistan gündeminin arkasında Türkiye-Çin ilişkilerini bozmaya çalışan dış odakların olduğunu söylemeye çalışıyor!

Kuruçay’ın konuyla ilgili ifadeleri şöyle: "Ama gittiğimizde o önyargıların yıkıldığını gördük, çünkü biz Batı medyasını okuyoruz, Batı medyasına göre hareket edip pozisyon alıyoruz. Ne kadar hata yaptığımızı gördük. Gerçekten suça meyil etmiş, suça bulaşmış iki kesim var orada. Orada bir terapi merkezini gördük. Kusuru insan yapar, sonra farkına varmak da hatadan dönmek de yine insana erdem yapan bir durumdur. Aldıkları eğitimler hem sanatsal faaliyetler hem de eğitim alanındaki birçok şey. Aynı zamanda da katma değere fayda sağlamak.”

Bunların yanısıra ATV muhabiri Erdal Kuruçay gelen tepkiler üzerine yaptığı açıklamada; "Verdiğim mülakatta, uzak doğu haberlerimizi BBC, CNN, AFP ya da batı kaynaklı haber kaynaklarından yapmak yerine daha makul olanı  bu bölgelere gelmektir. Yani doğudan bir yerden haber yaparken batıdan beslenmenin gereksizliğini  vurguladım." diyerek hakkındaki iddiaları yalanladı. 

ATV muhabiri Kuruçay, olayın çarpıtıldığını açıkladı ancak bu açıklama akıllardaki soru işaretelerini gidermeye yetmedi.

ÇİN YILLARDIR MÜSLÜMANLARA ZULMEDİYOR!

60 yıldan fazladır Çin zulüm altında inliyor mazlum Doğu Türkistanlılar. . Şimdiye kadar görmedikleri işkence metodu yok. Çin gibi kapalı bir devletin zulmü altında kaldıkları için seslerini duyurma şansları çok yok.

1993’ten bu yana Doğu Türkistan’da eğitim dili Çince (zorunlu). Oruç tutmak yasak. 2008’den bu yana dini nikah da yasaklandı. Cami ve mescitlere girişi de öyle. Yolda herhangi birine “Selamün Aleyküm” diyemezsiniz. Çünkü bu dinde radikallik içeriyor ve yasak. İslam ve Türk isimlerini çocuklarınıza koyduğunuz zaman anında suçlusunuz ve çocuğunuzun ismi Çince bir isimle değiştiriliyor. Çin’in güvenlik güçleri yakın zamanda işi öyle bir azıya almışlar ki, artık evlere baskınlar verip başörtülü kadınların olup olmadığını kontrol ediyorlar.

2017 yılından itibaren toplama kampları adı altında Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin DNA’sı toplanıyor, kısırlaştırılıyor. Burada yaklaşık 3 milyon Uygur Türk’ü var. Her türlü işkenceye maruz kalıp, Çin’in çizdiği sınırlar dahilinde bir hayata zorlanıyorlar. Allah’ı inkar etmeleri ve dinlerinden dönmeleri isteniyor. Yapmayanlara karşı ağır, sistematik işkenceler uygulanıyor. 



0 Yorum

Yorum Yaz