KDK Başdenetçisi Şeref Malkoç'tan itiraf gibi açıklama

Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) Başdenetçisi Şeref Malkoç, boşanan çiftler arasındaki en büyük problemlerden biri olan ömür boyu nafakayla ilgili itiraf gibi açıklamada bulundu. Hukukçu kimliği olan Malkoç, "Biz eşleri barıştırmak yerine ayrılsın diye kanun çıkarmışız." dedi. 

KDK'YA 110 BİN KİŞİ BAŞVURDU

Türkiye gazetesi ziyaretinde konuşan KDK Başdenetçisi Şeref Malkoç gündeme dair açıklamalarda bulundu. Malkoç, 2018 yılında KDK'ya 17 bin 585 şikayet başvurusu olduğunu bunun yanında 98 bin kişinin bilgi aldığını aktararak, kuruma yapılan toplam başvurunun 110 bini aştığını belirtti. 

ÖMÜR BOYU NAFAKA EN ÖNEMLİ PROBLEM

Boşanan çiftler arasındaki ömür boyu nafaka uygulamasının en önemli problemlerden biri olduğunu kaydeden Malkoç, "Aslında kanunlarımız bu problemin çözümü için yeterli. Ancak mahkemelerin uygulamasında sıkıntı var" dedi.

BİZ EŞLER AYRILSIN DİYE KANUN ÇIKARMIŞIZ

Aile arabuluculuğunun kurulmasını da kendilerinin tavsiye ettiğini söyleyen Malkoç “Eşler tartıştığında kadın, karakola telefon açıp şikâyette bulunduğunda koca evden uzaklaştırma alıyor. Bu da öfkeyi ve kadına şiddeti körüklüyor. Biz eşleri barıştırmak yerine ayrılsın diye kanun çıkarmışız. Aile arabuluculuğu ile ilgili Adalet Bakanlığı iyi bir çalışma yapıyor” diye konuştu.

NAFAKA ÖDEMESİ EYLEM PLANI İÇERİSİNDE YER ALDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan 100 günlük eylem planında Türkiye'nin kanayan yaralarından olan ve yüz binlerce mağdur olan nafaka konusuda var. 100 günlük eylem planının 15. maddesinde "Nafaka ödemesi sisteminin adil bir hale getirilmesi" konusu yer aldı.

BAKAN SELÇUK: ÇÖZÜM ÜRETİLMESİ ZARURET HALİNE GELMİŞTİR

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk da konuyla ilgili, "Yoksulluk nafakasını düzenleyen Medeni Kanunun ilgili hükümlerinin, eleştiriye neden olan uygulamaların en aza indirilmesi ve taraflar için adil bir çözüm üretmesi adına toplumsal gereklilikler doğrultusunda, ilgili tüm taraflarca değerlendirilmesi bir zaruret haline gelmiştir. Boşanmanın kaçınılmaz olduğu durumlarda aile fertlerinin herhangi birinin mağduriyet yaşamayacağı ve hak kaybına uğramayacağı bir sistemi daha işlevsel hale getirmek durumundayız hep beraber.” ifadelerine yer vermişti.