Haber - Yorum |Türkiye | Aralık Ayında Öne Çıkan Haberler

Aylık olarak yayın yapan Furkan Nesli Dergisi, Türkiye ve Dünya gündeminde yer alan önemli haberleri ele almaktadır. Aralık sayısının Haber-Yorum | Türkiye bölümünden ülkemizde geçtiğimiz ay gündem olan haberleri istifadelerinize sunuyoruz...

Haber - Yorum |Türkiye | Aralık Ayında Öne Çıkan Haberler
04 Oca 2018 19:29:16

AKP ATATÜRKÇÜ OLDU

Erdoğan’dan 10 Kasım Mesajı: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk’ün ölümünün 79. yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Erdoğan mesajında, “Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal’i, ebediyete irtihalinin 79. yıl dönümünde saygıyla yad ediyorum. Gazi Mustafa Kemal, önderlik ettiği istiklal mücadelemiz, elde ettiği eşsiz zaferler ve milletimizi müşterek bir ideal etrafında birleştirerek kurduğu Cumhuriyetimiz ile tüm dünyanın takdirini kazanmış kahraman bir asker, saygın bir liderdir” dedi.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, mesajında “Atatürk’ün ‘en büyük eserim’ dediği Cumhuriyet’e de Atatürk’ün mirasına ve hedeflerine de biz sahip çıktık, sahip çıkıyoruz, sahip çıkacağız” dedi.
Başbakan Binali Yıldırım ise; “Laiklik, din ve devlet işyerini düzenleyen önemli bir alandır. Biri olmadan diğerinin sağlıklı ilerlemesi de söz konusu değildir. Gelin görün ki Elmalılı Hamdi Yazır’a Kur’an’ı Kerim tefsiri yazdıran, Yaşar Hafız beye şehitlerimiz için mevlit okutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü dindar insanlardan ve toplumun mütedeyyin kısımlarından soyutlamak isteyenlerin çabaları da nafiledir” ifadesini kullandı.
Bu arada birçok AKP’li Belediye’nin AKP’li tabanı Anıtkabir’e davet eden bez afişleri ve ücretsiz otobüsler kaldırması dikkatlerden kaçmadı. 
Bu gelişme yıllardır laikliğin güvencesi durumunda olan AKP, şimdi de Atatürkçülüğü yerleştiriyor yorumlarına sebep oldu. AKP iktidara geldiği günden bu yana Müslümanlara demokrasiyi sevdirip, laikliği kabullendirirken şimdi de açıkça Atatürkçülük yaptırmış oldu.

TEKERİ PATLAK KAMYON GİBİ GİDİYORUZ! 

İyi Parti’nin kurucuları arasında yer alan eski T.C. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz Türkiye ekonomisi ile ilgili açıklamalarda bulunarak, “Her şeye tek bir ses karar veriyor. Bu nedenle koordinasyon yok ve daha önemlisi yapılan yanlışlarla ilgili kimse ‘Bunu biz nasıl düzeltiriz’ diye soramıyor. Tekeri patlak kamyon gibi gidiyoruz, üstelik fren de yok” ifadesini kullandı.
Bu arada Dolar/TL, bankalararası piyasanın açılışında yükseliş eğilimini sürdürerek 3,9649 ile tüm zamanların en yüksek seviyesine çıktı.
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (Türk-İş), hesaplamalarına göre, dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı Kasım ayında, geçen yıla göre yüzde 10.6 artışla 5.106 liraya çıktı. Rapora göre geçtiğimiz ay ortalama 3.61 lira olan ortalama sebze kilogram fiyatı Kasım’da 3.98 liraya yükseldi.

MAVİ MARMARA’DA HUKUK SKANDALI

İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği, Mavi Marmara mağdurları ve avukatlarının itirazlarını reddetti ve işgalci İsrail ile Türkiye arasında imzalanan tazminata ilişkin usul anlaşmasını, “Temel hak ve özgürlüklerle ilgili milletlerararası bir anlaşma” olarak yorumladı. Mavi Marmara katliamıyla ilgili işgalci İsrail askerlerine verilen takipsizlik kararını görüşen mahkeme, Ankara ve Tel Aviv arasında imzalanan anlaşmayı, insan hak ve özgürlükleri kapsamında değerlendirdi ve “Uluslararası anlaşma geçerli, kanun uygulanamaz” kararını verdi.
Başbakan iken Mavi Marmara’ya ön ayak olan Tayyip Erdoğan’ın sonra ‘bana mı sordunuz’ sözleri gündemi sarsmıştı. Şimdi ise bu karara iktidar kanadından ses çıkmaması, ‘İsrail ile karşı karşıya gelmemek için Mavi Marmara’yı sattılar mı veya şehitlerin kanı üzerinden siyaset mi yapılıyor’ sorularını akla getirdi.

‘ACIRSAK ACINACAK HALE GELİRİZ’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP’li vekillerin kendisine FETÖ yüzünden mağdur olan vatandaşların şikâyetlerini iletmesi üzerine “Bu şikâyetlerin bir kısmını incelediğimizde altından FETÖ çıkıyor, acırsak acınacak hale geliriz” dedi.
Soylu: Sizi Bir Kaşık Suda Boğacağız: İçişleri Bakanı Soylu ise, ‘Zannediyorlar ki PKK’yı, IŞİD’i, FETÖ’yü, DHKP-C’yi bu ülkenin üzerine salarsak, bu ülkenin insanını korkuturuz. Burada liderimizin bize vermiş olduğu güçle söylüyoruz, az bir zaman kaldı, bir kaşık suda boğacağız sizi’ dedi. Acıyan mı acınacak hale gelir acımayan mı? Halbuki adaletli ve merhametli olana, Allah da merhamet eder.

HUKUKSUZLUK DİZ BOYU

“OHAL Kapsamındaki Soruşturma ve Kovuşturmalarda Avukatların Savunma Haklarının Kısıtlanması” konulu arama konferansının sonuç bildirgesi açıklandı. 70 barodan 121 avukat, arama, el koyma, yakalama, gözaltı, sorgu, savcılık, duruşma, tutukevleri olmak üzere ayrı ayrı masalar etrafında toplandı. Türkiye Barolar Birliği’nin hazırladığı OHAL raporuna göre arama kararı verilmeden arama yapılıyor, savcı ile görüşmek isteyen avukat engelleniyor, hukuksuz deliller kullanılıyor, suç isnadı bildirilmeyerek, “karakolda öğrenirsin” deniliyor; işkence, cezaevlerinde “hoş geldin dayağı”, gerekçesiz tutuklama kararları, avukat görüşmesinin gizliliğinin ihlali gibi pek çok hukuksuzluk yaşanıyor.
Kolluk görevlilerinin, Avukata “soruşturmanın savcısı da hâkimi de biziz” şeklinde gözdağı vermeye yönelik cümleler söylediği, şüpheli ile görüşmesi esnasında “kısa kes” gibi hukuka uygun olmayan, küçük düşürücü ifadeler kullandığı iddialarının yaygın olduğunu belirten Avukatlar, “Bazı mahkemelerde sanıklar ve avukatların, işkence veya kötü muamele iddialarını ileri sürdüklerinde, “esasa ilişkin savunma yapın, aksi halde hiç savunma yapmamış sayılacaksınız” zorlamasıyla karşılaştıklarını” söylediler.

KUR’AN HOCASINA ÇİRKİN MUAMELE

Diyarbakır’da 2004 yılında camide Kur’an-ı Kerim dersi verdiği için hakkında açılan davanın mahkûmiyetle sonuçlanmasının ardından koçbaşıyla evinin kapısı kırılarak gözaltına alınan ve ardından cezaevine götürülen Hocahanım A. O. tahliye edildi. 
Edinilen bilgilere göre, baskında kadın ve evdeki kız çocukları yere yatırılarak rencide edildi. Evin içine postallarıyla giren özel harekât polislerinin, kız çocukların başlarını örtmelerine dahi izin vermedikleri ve hakaretler savurdukları belirtildi. Baskın anında ve evde yapılan aramada mahalle muhtarını dahi çağırma gereği duymayan polis, hakkında tutukluma kararı verilen cami müdavimi, Kur’an hocası kadını gözaltına almış ve Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevine götürmüştü.

KILIÇDAROĞLU: İŞTE KARA PARANIN BELGELERİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, ailesi ve yakınlarının yurt dışına ‘milyonlarca dolar kaçırdığını’ belgeledi. Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında, “Yanıt bekliyorum” dedikten sonra Erdoğan’ın oğlu, kardeşi, eniştesi, dünürü ve eski özel kalem müdürünün bir vergi cennetindeki bir şirkete 2011 yılında gönderdiği milyonlarca doları tek tek sıraladıktan sonra dekontlarını gösterdi.Toplam rakam: 15 milyon dolar.

Kılıçdaroğlu, bu dökümü verdikten sonra para gönderimlerinin hem swift (uluslararası para transferi) mesajlarını hem de dekontlarını kürsüden gösterdi: “Bunlar bankaların resmi kayıtlarıdır”dedi.

REZA ZARRAB TANIK OLDU!

Türkiye’de 17 Aralık rüşvet operasyonunda yakalanıp 70 gün hapis yattıktan sonra serbest kalan Türkiye ve İran vatandaşı, iş adamı Reza Zarrab, İran’a yönelik yaptırımları ihlal ederek ABD’yi dolandırmak, bankacılık sahtekârlığı ve kara para aklama suçlamalarından 2016 yılında Mart ayında Miami’de tutuklanmıştı. Savcılık Zarrab için 75 yıl hapis istemişti.
Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Türkiye Dışişleri Bakanlığı, ABD’de tutuklu yargılanan iş adamı Reza Zarrab’ın durumuyla ilgili olarak Washington yönetimine nota verip, hakkında bilgi istemesinin ardından gelen açıklamada “Reza Zarrab federal hapishanede tutuklu” denilmişti.
Sonrasında yapılan duruşmaya Zarrab ve avukatları yapılan katılmadı. Jürili ilk duruşmada “(ABD ile) iş birliği yapmak sorumluluğu kabul etmek ve cezaevinden çıkmak için en hızlı yoldu” diyerek tanık olmayı kabul eden Reza Zarrab, üç gün süren ifadesinde eski Bakanlardan Zafer Çağlayan ve Egemen Bağış hakkında çarpıcı iddialarda bulundu. Ayakları kelepçeli ve hapishane giysisiyle tanık koltuğuna oturtulan Zarrab, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a 45-50 milyon Euro rüşvet verdiğini, Aktif Bank’ta hesap açmasına eski AB Bakanı Egemen Bağış’ın yardımcı olduğunu ifade ederek, “Aktif Bank Genel Müdürü ile görüşmeden sonra hesap açtım, günlük 5-10 milyon euro işlem hacmiyle açıldı” şeklinde konuştu. Zarrab ifadesinde, ‘savcılığa karşı üç yükümlülüğüm var; gerçekleri söylemek, ABD hükümetiyle işbirliği yapmak ve bundan sonra asla suç işlememek’ dedi.
Halkbank üzerinden yapılan altın ticaretine Vakıfbank ve Ziraat Bankası’nın dâhil edilmesi iddiasıyla ilgili davayı takip eden yabancı kaynaklar; Zarrab’ın ifadesinin ikinci gününde, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve dönemin Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’dan talimat aldığını ima eden ifadelerde bulunduğunu aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, ABD’de Reza Sarraf’ın tanık olduğu Hakan Atilla davasına ilişkin yaptığı açıklamada, ‘İran ile ticari ve enerji ilişkimiz var. Ambargoyu biz ihlal etmedik. Davadan ne çıkarsa çıksın biz doğru olanı yaptık” dedi.

DAVUTOĞLU’NUN KONFERANSI İPTAL EDİLDİ

Eski Başbakan ve AKP Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu’nun, Marmara Üniversitesi’nde 27 Kasım tarihinde yapılacağı açıklanan konferansı iptal edildi. Davutoğlu iptal edilen konferansı ile ilgili olarak, “Benimle öğrenciler ve gençler arasına kimse giremez, kimse bariyer koyamaz” dedi.
Başbakan olduğu dönemde Furkan Vakfı’nın iptal edilen konferanslarına sessiz kalan Davutoğlu’nun, kendisine yapıldığı zaman böyle konuşması dikkatleri çekti.

‘DOĞU KUDÜS FİLİSTİN’İN BAŞKENTİ İLAN EDİLDİ’

ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrailin başkenti ilan etmesinin ardından İstanbul’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü İslam Zirvesi’nde “Doğu Kudüs, Filistin Devleti’nin başkenti” ilan edildi. ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti kabul ettiği kararının ‘hukuken hükümsüz’ ilan edildiği sonuç bildirisinde ABD’ye bu beyanını geri çekmesi çağrısı yapıldı. Bildiride “BMGK harekete geçmezse BM Genel Kurulu’na gideriz” vurgusu yapıldı.
Bu arada Hamas lideri İsmail Haniye yaptığı açıklamada, “Siyonist İsrail’in Filistin topraklarındaki varlığını kabul etmiyoruz. Batı ve Doğu Kudüs diye bir şey yoktur. Tek Kudüs, Filistin’in başkenti Müslüman Kudüs’tür” açıklaması yaptı.

KUDÜS MÜSLÜMANLARINDIR!

ABD yönetiminin, 1995’teki Kudüs Büyükelçilik Yasası’na göre İsrail’in başkenti Tel Aviv’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması öngörülüyordu. Ancak söz konusu yasa 22 senedir Bill Clinton, George W. Bush ve Barack Obama’nın başkanlık dönemlerinde her 6 ayda bir “ulusal güvenlik” gerekçesiyle erteleniyordu.
ABD Başkanı Donald Trump’ın, “ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığını ilan edeceğini” ve “Tel Aviv’deki Amerikan Büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınmasının hazırlıkları için talimat vereceğini” açıklamasının hemen ardından düzenlenen basın açıklamasında Kudüs’ü işgalci İsrail’in başkenti olarak tanıdığını ilan etti. Alınan karar, başta Filistin olmak üzere birçok ülkede siyasiler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar tarafından tepkilere neden oldu. Birçok devlet, kararı tanımadıklarını bildirirken, Amerika’nın müttefiki olarak bilinen bazı devletlerden dahi tepki geldi.

Trump’a Tek Teşekkür, Netanyahu’dan: Netanyahu, “ABD Başkanı Donald Trump’ın, Kudüs’ü İsrail’in “başkenti” olarak tanıma ve ABD büyükelçiliğini buraya taşıma hazırlığı yönündeki cesur ve adil kararından dolayı derin memnuniyet duyuyoruz. Bugün tarihi bir gün. Kudüs yaklaşık 70 yıldır İsrail’in başkenti ve bizim umudumuzun, rüyamızın ve duamızın yeni bin yıldaki odak noktası… Yahudi devleti ve Yahudi halkı buna sonsuza dek minnettar kalacaktır” dedi.

‘Hiç Bitmeyen Savaşlara Yol Açacaktır’: Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas ise “Filistin’deki tüm gruplar ortak duruş sergilemeli. Kudüs barış kentidir ve Filistin’in başkentidir. Bu İsrail’in mükâfatlandırılmasıdır. Bu aşırı örgütlere yardım edecektir. Bunlar bir dini savaş çıkarmak için bir bahane arıyorlar. Uluslararası düzeyde hiç bitmeyen savaşlara yol açacaktır” dedi.

İntifada Çağrısı: Filistin Alimler Birliği, karara tepki olarak İslam ümmetine intifada çağrısında bulundu.

‘Eyy Trump Sen Ne Yapmak İstiyorsun?’: Erdoğan kararı kınayarak “Kudüs Müslümanların, Hıristiyanların ve kısmi olarak da Musevilerin adeta ibadetgahı olarak görülmüştür bugüne kadar. Ağırlıklı olarak tabii Müslümanların ilk kıblesidir Mescid-i Aksa. Böyle bir adımı atmak dünyada özellikle bu bölgeyi ateş çemberinin içine atmaktadır. Eyy Trump sen ne yapmak istiyorsun?” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan başka bir konuşmasında, “ABD, Kudüs kararıyla dökülen kana ortak olmuştur. Biz bu kararı tanımıyoruz, tanımayacağız. Kendilerini Kudüs’ün sahibi sananlar, yarın arkasına saklanacak ağaç dahi bulamayacaklarını bilmedirler” dedi.

‘Karar Bizim İçin Yok Hükmündedir’: Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Karar bizim için yok hükmündedir. ABD Yönetimi’nin Kudüs’le ilgili sorumsuz ve hukuksuz açıklamasını reddediyoruz ve kınıyoruz” açıklamasını yaptı.

Bu Defa Tepki Kime? Bu haksız ve hadsiz karara gerek Dünya’dan gerek Türkiye’den gelen tepkiler elbette ki memnuniyet verici olsa da Hükümet yetkililerinin ve Tayyip Erdoğan’ın bu tepkisi, 30 0cak 2009 tarihinde Davos Gazze oturumundaki ‘ONE MINUTE’ çıkışını hatırlattı. Aynı oturumda Erdoğan’ın, Şimon Peres’e “Siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz” diyerek salonu terk etmesi o günlerde çok konuşulmuş ve Tayyip Erdoğan adeta bir kahraman ilan edilmişti ancak Davos’tan sonra yaptığı açıklama satır satır şöyleydi: “Herhangi bir şekilde ne İsrail halkını, ne Cumhurbaşkanı Peres’i ne de Musevi halkını hedef almadım. Benim burada tavrım moderatöre olmuştur. Toplantı moderatörüne karşı bir tepki ortaya koydum!”

Ayrıca daha yakın zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “İsrail’e olan ihtiyacımızı kabul etmeliyiz” sözü, AKP’li Bakan Ömer Çelik’in, “İsrail devleti ve halkı dostumuzdur” demesi, yine 10 kişinin şehit edildiği Mavi Marmara’daki saldırıya ilişkin, Tayyip Erdoğan’ın “Oraya giderken bana mı sordunuz?” çıkışı ve yine bizzat Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile gerçekleştirilen coca cola fabrikası açılışı henüz hafızalarda tazeliğini korurken şimdi bu çıkışların nereye varacağı merak konusu oldu.



0 Yorum

Yorum Yaz