Bakan Albayrak'tan enflasyon açıklaması

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ekonomi gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu. Enflasyon ile mücadeleden IMF konusuna kadar bir çok konuya değinen Bakan Albayrak, gelinen seviyelerin enflasyonla topyekûn mücadele gerektirdiğini söyledi. Halkbank'a herhangi bir ceza gelmesini beklemediklerini söyleyen Albayrak, Türkiye'nin IMF'ye başvurmak gibi bir planının olmadığını sözlerine ekledi.

Bakan Albayrak'tan enflasyon açıklaması
03 Eyl 2018 11:27:54

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, yaşanan maliyet şokları sonrasında ithal fiyatlarındaki artışlar nedeniyle kısa vadede enflasyonda geçici artışların normal olduğunu belirterek, gelinen seviyelerin enflasyonla topyekûn mücadele gerektirdiğini söyledi.

Reuters ile yaptığı söyleşide Albayrak, enflasyonu sınırlamak ya da düşürmek için ne tür adımlar atmayı planladıkları sorusuna, “Yaşanan maliyet şokları sonrasında ithal fiyatlardaki artışlar nedeniyle kısa vadede enflasyonda geçici artışlar olması normaldir. Bununla birlikte, gelinen seviyelerin enflasyonla topyekûn mücadele gerektirdiğini düşünüyoruz. Bu doğrultuda enflasyonla mücadelenin programımızın çok önemli bir bileşenini oluşturduğunu vurgulamalıyım” dedi.

Kamu tarafından yönetilen fiyatlarda endekslemeyi kademeli olarak azaltacaklarını kaydeden Albayrak, “Maliye politikasında ciddi tasarruf tedbirleri alıyoruz. Güçlü mali politikalarla Merkez Bankası’nı bu alanda destekleyeceğiz” dedi.

OVP’de kamu harcamalarında verimliliği artırmayı ve kayda değer tasarruf gerçekleştirmeyi hedefleyen kapsamlı bir paket ortaya koyacaklarını kaydeden Albayrak, şöyle devam etti:

“Bu tedbirlerin de desteğiyle cari dengenin hızla iyileştiğini ve kur üzerindeki baskının azaldığını göreceksiniz. Özetle, önümüzdeki dönemde enflasyonla her zamankinden daha güçlü bir şekilde mücadele edilecek.”

Enflasyonda son dönemde gözlenen yükselişte kur ve ithalat fiyatlarının etkisinin önemli rol oynadığını kaydeden Albayrak, “Fiyat istikrarı açısından zorluk ve risklerin farkındayız. Merkez Bankası Nisan ayından bu yana önemli bir parasal sıkılaşma gerçekleştirdi; ayrıca yakın dönemde döviz ve TL likidite yönetimini güçlendirmek için önemli adımlar attı” dedi ve şöyle devam etti:

“Enflasyon görünümünü etkileyen bütün parametreler değerlendirilerek para politikası çerçevesinde gereken tedbirlerin alınacağından eminiz. Para politikasının hareket alanını genişletecek mali ve yapısal düzenlemeler bu sürece destek verecektir. Özetle, para politikası fiyat istikrarı hedefi çerçevesinde şekillenmeye devam edecektir.”

Albayrak, fiyat istikrarının kalıcı biçimde sağlanması, dezenflasyonun hızlanması ve ödünleşimlerin azaltılması için mali ve yapısal alandan güçlü destekler geleceğini belirtirken, “Bu kararlı ve kapsamlı politika bileşimi ile enflasyonu en kısa sürede önce tek haneye geriletmek, ardından kalıcı düşük seviyelere ulaşmak ana hedeflerimizdendir” diye konuştu.

“HALKBANK’IN CEZA ALMASINI BEKLEMİYORUZ”

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, yöneticisi Hakan Atilla’nın Washington’un İran’a yönelik yönelik yaptırımlarını ihlalden ABD’de suçlu bulunan Halkbank’ın ABD devletinden para cezası almasını beklemediklerini ifade etti.

Türkiye başlıca enerji tedarikçilerinden biri olan İran’ın petrol ve doğalgaz ihracatını hedef alan 2011-2012 yılları ekonomik yaptırımları sırasında İran’dan petrol ve doğalgaz almaya, miktarlarını azaltarak da olsa, devam etti.

Ancak Halkbank yetkilisi Atilla geçen yıl başında İran asıllı Türk vatandaşı Reza Zarrab’ın petrol ticaretinden elde edilen parayı yasadışı yollarla İran’a sokmasına yardım ettiği gerekçesiyle bu yıl başlarında suçlu bulundu. Bunun ardından bankanın ABD’den para cezası alması gündeme geldi.

Reuters’ın sorularını yanıtlayan Albayrak, Türkiye’den İran ile yapılan dış ticaret işlemlerinin Halkbank üzerinden yürütüldüğünü ve Halkbank’ın bu aracılık faaliyetlerinin “başta ABD’nin uluslararası yaptırım kararları olmak üzere uluslararası hukuka ve düzenlemelere uygun” olduğunu ve bankanın “şeffaf” ödeme sistemleri kullandığını ifade etti.

Albayrak, ABD Hazinesi’nin Türkiye’ye Halkbank’a yönelik bir ceza bildiriminde bulunup bulunmadığı sorusuna, “Biz Halkbank ile ilgili bir ceza beklemiyoruz. Zira böyle bir şey ABD'de artık hukuk sisteminin farklı saiklerle hareket ettiğini düşündürür. Eğer hukuki perspektiften bu resme bakıyorsanız Halkbank burada tertemiz bir şekilde bu süreçten çıkacak. Aksi tamamen siyasi bir karar olur” cevabını verdi.

Albayrak, Halkbank yetkilisi hakkında geçen yıl başlayan duruşma kapsamında bankanın İran ile ilgili tüm işlemlerinin hukuk şirketi King&Spalding tarafından incelendiği ve veri analiz şirketi Exiger’in de bunda rol aldığını ifade ederek, “İnceleme için gerekli olan tüm İran dış ticaret işlemlerine ait verileri, elektronik postaları ve ilgili tüm dokümanları ABD’li firmaların incelemelerine sunulmuştur. Aylarca süren bağımsız inceleme süreci sonunda; Bankanın ABD’nin İran’a yönelik birincil ve ikincil yaptırım kurallarını ihlal etmediği, İran dış ticaret işlemlerinde şeffaf olmayan uygulama ve yöntemlerin bulunmadığı, tespit edilmiştir” dedi.

Albayrak inceleme sonundaki tespitlerin “kanıtlayıcı belgeleriyle” birlikte ABD’li kurumlara hukuk firması aracılığıyla bildirildiğini de belirtti.

“MERKEZ BANKASI BİR ÇOK ÜLKEDE OLMADIĞI KADAR BAĞIMSIZDIR”

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, TCMB’nin Türkiye’de birçok ükede olmadığı kadar bağımsız olduğunu ve bu bağımsızlıkla ilgili adımları atma konusunda süreci devam ettireceğini söyledi.

Albayrak ayrıca, bankacılık sektörünün sağlam ve güçlü duruşunu sürdürdüğünü belirterek, kriz deneyime sahip olan sektörün sıkı şekilde denetlendiğini ve endişeye kapılmak için bir sebep bulunmadığını belirtti.

Reuters’a verdiği söyleşide Albayrak, “TCMB Türkiye’de bir çok ükede olmadığı kadar bağımsızdır ve bu bağımsızlıkla ilgili adımları atma konusunda süreci devam ettirecek” dedi.

Bankacılık sektörünün Türkiye ekonomisinin en güçlü taraflarından biri olduğunu belirten Albayrak, “Bankacılık ve finans sektörü 2018 yılında da sağlam ve güçlü duruşunu sürdürüyor… Bankacılık sektörü sermaye yeterlilik rasyosu yasal alt sınırın yaklaşık iki katı olan yüzde 16.3 seviyesinde ve tahsili gecikmiş alacak oranı ise yüzde 3 düzeyinde. Bankacılık sektörünün yabancı para net açık pozisyonu bulunmuyor. Karlılık açısından ise akran ülkelere kıyasla olumlu performansını sürdürüyor” dedi.

“Türk bankacılık sektörü, kriz tecrübesi konusunda en yüksek deneyime sahip sektördür. Bu, sektörün en güçlü yanlarından birini oluşturuyor” diyen Albayrak, sektörün, en sıkı düzenlemelere tabi ve en sıkı denetlenen sektörlerin başında geldiğine dikkat çekti.

Sektörün özkaynakları, ödenmiş sermaye, yedekler ve kar gibi yüksek kaliteli unsurlardan oluştuğunu söyleyen Albayrak, Tier 1 denilen ana sermaye rasyosunun yüzde 13.5 ile asgari yüzde 6 olan yasal oranının çok üzerinde olduğunu, Core Tier 1 denilen çekirdek sermaye yeterliliği rasyosunun da yüzde 13.5 ile yasal asgari oran olan yüzde 4.5’in üzerinde olduğunu vurguladı.

“Tüm bunları göz önünde bulundurunca, bu aşamada bu endişelere katılmam için bir sebep yok” diyen Albayrak sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ancak, biz bankacılık sektörünün ne kadar önemli bir sektör olduğunun bilincindeyiz. Gerek bankalarımızla gerekse BDDK ile sıkı bir işbirliği ve koordinasyon içindeyiz. Sonuçta bankalarımız iyi olursa ülke ekonomimiz iyi olur, ülke ekonomimiz iyi olursa bankalarımız da iyi olur. Bu bilinç içerisinde aynı hedefler doğrultusunda ve birlikte çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bankacılık sisteminde bir sorun beklemiyoruz ama olması durumunda da altını çizerek söylüyorum piyasa kuralları içerisinde ve milli bir duruşla her türlü desteği veririz. Bu destekler günün koşullarına göre ilgili kurumlarımızca değerlendirilip hızla yürürlüğe konuyor bundan sonra da aynı hız ve koordinasyonla, ihtiyaç olursa, gerekenler yapılacaktır.”

“KAMU BANKALARINDA SERMAYE İHTİYACI OLURSA GEREKEN YAPILIR”

Dolar/TL’deki yükselişin ardından kamu bankalarında bir sermaye artışının gündeme gelip gelmeyeceği sorusuna ise Albayrak şöyle yanıt verdi:

“Merkez Bankamız hem fiyat istikrarını hem de finansal istikrarı gözetmek amacıyla döviz kurlarında yaşanabilecek oynaklıkların ve ekonomik temellerden uzaklaşabilecek fiyat oluşumlarının yakından takip etmektedir. Dolayısıyla, döviz kurlarında oluşabilecek aşırı oynaklıkları ve sağlıksız fiyat oluşumlarını durumlarında piyasaya farklı araçlarla müdahale etme imkanına sahiptir.

“Son günlerde artan kur hareketliliği ilgili kurumlarımız tarafından dikkatle izlenmekte ve gerekli önlemler alınmaktadır. Ortaya çıkabilecek riskler ve alınacak tedbirler geniş kapsamlı biçimde ilgili kurumlar tarafından değerlendirilmektedir. Önümüzdeki dönemde de maliye ve para politikasındaki eşgüdüm sayesinde atılacak adımlar sağlıklı fiyat oluşumlarını destekleyecek ve piyasalardaki oynaklıklar normal seviyelere gerileyecektir. Buna rağmen kamu bankalarında bir sermaye artışı ihtiyacı olursa elbette piyasa koşulları içinde gereken yapılır.”

“BİZE DÜŞEN YAPISAL REFORM UYGULAMALARINA DEVAM ETMEK”

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, TL’deki kaybı durdurmak için TCMB ve BDDK’nın adımlar attığını belirterek, hükümet olarak ekonomideki kırılganlıkları gidermek için yapısal reform uygulamalarına devam edeceklerini söyledi.

Reuters’ın sorularını yanıtlayan Albayrak, para politikasını belirlemede TCMB’nin gerekli adımları atmakla sorumlu olan kurum olduğuna dikkat çekerek, “Son dönemde BDDK’nın swap işlemleri üzerinde almış olduğu bir takım önlemler döviz kurlarındaki yukarı yönlü seyri baskıladı. Yine bu yönde TCMB, Türk lirası ve döviz likidite yönetimindeki etkinliğin artırılması amacıyla banka bünyesinde döviz karşılığı Türk lirası swap piyasasının açılması kararı aldı” dedi.

“Bu noktada hükümet olarak bizler TCMB’nin uygulamakta olduğu sıkı para politikasıyla uyumlu hareket etmekteyiz. Ancak bize düşen görev önümüzdeki süreçte ekonomimizdeki kırılganlıkları gidermek için yapısal reform uygulamalarına devam etmek” diyen Albayrak, söyle konuştu:

“Piyasanın etkin işleyişinin devam etmesi için ve fiyatlamalarda bozulmaların önüne geçmek amacıyla ilgili kurumlarımız tüm araçlarını etkin bir şekilde kullanarak piyasayı düzenlemekte. Bu noktada, hükümet olarak hem kendi politika alanımıza giren konularda gerekli adımları atmaya hem de kurumlarımıza gereken desteği vermeye devam edeceğiz. Bu kapsamda öncelikli olarak kamuda tasarruf planımızı açıklamıştık, OVP ile birlikte yeni önlemlerimizi de açıklamış olacağız. Bundan sonraki dönemde de para ve maliye politikası uyumunun artarak devam ettiğini göreceksiniz.”

“IMF’YE BAŞVURMA PLANIMIZ YOK”

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Türkiye’nin IMF’ye başvurmak gibi bir planının olmadığını, doğrudan yabancı yatırımı çekmeye odaklandıklarını kaydederek, Türkiye’nin temel borçlanma ve kaynak piyasasının Avrupa ve ABD olmaya devam edeceğini, çeşitlendirme kapsamında Çin piyasasına bu yıl ihraç gerçekleştirileceğini söyledi.

Reuters’a verdiği söyleşide Albayrak, “IMF ile bir anlaşmaya Türkiye’nin ihtiyacı var mı? Kaynak ihtiyacı hangi kanallardan sağlanabilir?” sorusunu yanıtlarken, “IMF’ye başvurma planımız yok. Doğrudan yabancı yatırımı çekmeye odaklandık. Türkiye’nin küresel sermayeye erişiminde bir sıkıntı yok, bu nedenle gündemimizde yeni bir madde yok. Bu kapsamda piyasa kaynaklarından finansman sağlamaya devam edeceğiz” dedi ve şöyle devam etti:

“Uluslararası tahvil piyasasında yer almaya devam edeceğiz. Ayrıca ülkemize gelen sermayenin kalitesi de önem verdiğimiz bir diğer konu. Doğrudan yatırımların teşviki için gerekli reformları hayata geçirmeye devam edeceğiz. Türkiye yatırımcılar için cazip bir gelişen piyasa olmaya devam edecek.”

Albayrak, son yıllarda geleneksel dolar ve euro piyasalarının yanında, yeni ve alternatif piyasalardan da borçlanma işlemleri gerçekleştirmeye başlandığını vurgulayarak, “Hazine ve Maliye Bakanlığı 2012 yılında ilk defa hem uluslararası piyasalarda dolar cinsinden, hem de yurt içi piyasada TL cinsinden olmak üzere faizsiz bir borçlanma enstrümanı olan kira sertifikası, yani sukuk ihraçları yapmaya başladı. Şu ana kadar uluslararası sermaye piyasalarında beş sukuk ihracı gerçekleştirip 6 milyar dolar tutarında dış finansman sağlamış durumdayız. Önümüzdeki dönemde de her sene bu piyasada ihraç yapmaya devam etmeyi hedefliyoruz” dedi.

“Kaynak çeşitlendirmesine gidiyoruz. Ancak temel borçlanma ve kaynak piyasamız Avrupa ve ABD olmaya devam edecek” diyen Albayrak, şöyle devam etti:

“Bu dönemde kaynak çeşitliliği açısından Rusya’da ruble cinsinden bono, swap anlaşmaları ve altına dayalı tahvil ihracı gibi önemli adımlarımız da oldu. Piyasa çeşitlendirmesi kapsamında bu sene ayrıca, Çin tahvil piyasasında bir işlem gerçekleştirmek üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu ihraç Çin tahvil piyasasında ülke olarak ilk ihracımız olacak. Bu işlemi piyasa koşullarının uygunluğuna bağlı olarak 2018 yılı içerisinde tamamlamayı hedefliyoruz.”

Albayrak, çeşitlendirme ve yatırımcı tabanını genişletme stratejisinin, dış borçlanmada tek bir piyasaya bağlı kalmadan, gerektiğinde alternatif piyasalar aracılığıyla dış finansmana rahat bir şekilde erişme açısından önem taşıdığının altını çizdi.

“KREDİ NOTLARINI TAMAMEN GÖZ ARDI EDEMEYİZ”

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, son dönemdeki kredi derecelendirme kuruluşlarının yaptıkları değerlendirmelerde subjektiflik olmasına rağmen bu durumun uluslararası yatırımcı açısından önemini tamamen gözardı edilmeyeceğini belirterek, önümüzdeki dönemde uygulanacak politikaların sonuç vermesiyle bu düşüş trendinin tersine döneceğini, bundan hiç şüphelerinin olmadığını söyledi.

Albayrak, Reuters’la gerçekleştirdiği söyleşide, “Kredi derecelendirme kuruluşlarının notlandırmalarının ne kadar yanlış ve öngörüden uzak olabildiğini son küresel finansal krizde hep birlikte gördük. Genel itibarıyla bu kuruluşlar, not indirimi konusunda çok aceleci davranırken, not artırımı konusunda ise çok gecikmeli hareket ediyorlar. Bu bağlamda gerçek durumu yansıtma konusunda her zaman başarılı olduklarını söylemek zor” dedi.

“Bununla birlikte, kredi notlarının uluslararası yatırımcılar açısından önemini de tamamen göz ardı edemeyiz” diyen Albayrak, sözlerini “Bu kapsamda, notlarımızda son dönemde gördüğümüz düşüş trendinin önümüzdeki dönemde uygulayacağımız politikaların sonuç vermesiyle tersine döneceğini göreceğiz, bundan hiç şüphemiz yok” şeklinde sürdürdü.

“Söz konusu yanlılığı bir kenara bırakırsak, biz zaten ekonomimizin dayanıklılığını daha da artıracak tedbirler üzerinde çalışmaya devam etmekteyiz” diyen Albayrak, ilgili kararlara temel teşkil eden açıklama metinlerinde değinilen risk alanları üzerindeki çalışmalara dair gerekli iletişimi de gerçekleştirdiklerini belirterek, büyüme, enflasyon, cari denge ve finansal sektöre dair politika adımlarımızı hızla hayata geçirmeye başladıklarına dikkat çekti.



0 Yorum

Yorum Yaz